Bugünlerde herkes Facebook'u konuşuyor. Özellikle de ¨The Social Network¨ filmi ile başlayan ve bence CEO Zuckerberg'in popülerliğine oldukça katkı sağlayan bir süreç var ortada. Bu süreç kanımca Facebook markasına da pozitif yansıyor. Ama benim dikkat çekeceğim nokta, facebook'un değerlemesine ilişkin yapılan yorum ve spekulasyonlar ekseninde.
Son durumda biliyorsunuz Facebook için 50 milyar doların üzerinde bir değerden söz ediliyor. Bu değer Goldman Sachs'ın firmaya yaptığı son yatırım sonrasında gündeme geldi. Ancak bugün okuduğum bir makalede olası bir balon ihtimaline gönderme yapılıyor ve de çıkış noktası olarak Bloomberg'in yaptığı oldukça çarpıcı bir anketin sonuçları gösteriliyor. Ankete katılan global yatırımcıların %69 u mevcut değerlemenin yüksek olduğu kanaatinde.
Tabii şu ara herkes bir şey söyleyecektir çünkü nihayetinde Facebook halka açık bir şirket değil ve artan popülaritesi ile birlikte bu tip spekulasyonlar da giderek artmakta. Burada sağlıklı bir yargıya varmak eldeki kısıtlı bilgiden dolayı da ciddi anlamda zor.
Ancak bir vizyon çizecek olursak, Facebook'un ciddi bir potansiyeli olduğunu ben şahsen düşünüyorum. Tabii rakamsal karşılığı nedir elbette bilemem. Ama kaba taslak bir vizyon çizecek olursak, Facebook adeta insanların dijital ortamdaki adresi konumunda, bir nevi nufus müdürlüğü gibi. Burada yer alan bilgi akışının detaylarını bir kenara bırakın, sadece en basit bilgi olan ad soyadımiz bile daha başka kac tane serviste gerçek şekliyle yer alıyor . Mesela Gmail vb. büyük mail portallarının dahi sıkıntısı daha en başta burada. Bu noktada gizlilik ve kişisel bilginin güvenliği gibi kavramlar çokça tartışılıyor ancak ben yapıcı bir yaklaşım ile burada doğru yolun buluncağını düşünüyorum. Bu noktadan sonra da beni rahatsız etmeyen bir görsel sunum ile birlikte özelliklerime uygun reklamlar görmek çok da kötü olmayabilir. Mesela Amazon'un alışveriş ve gezinme pattern'lerimize göre sunduğu öneriler, bence giderek daha da başarılı oluyor ve işime yarıyor.
Kısacası, reklamcılık anlamında ¨Nokta Atışı¨ yapabilmek sektörün en büyük rüyası olmalı. Düşünsenize hiçbir ekstra maliyet üstlenmeden yaptığınız segmentasyon ve pozisyonlama sonrasında direk hedef kitleye yönelebiliyorsunuz. Oysa mesela bir TV reklamını ele alalım, klasik olacak belki ama Ayşe Teyze'nin bana hiçbir faydası yok. Ancak onu ben de seyrettiğim için üretici reklam maliyeti anlamında ben ve belki benim gibi daha başka milyonların da malitetini ödemek zorunda kalıyor.
İşte bu anlamda Facebook ciddi bir potansiyel barındırıyor. Burada ikna olanlar, ¨ya Facebook benzeri ama daha iyi bir fikir çıkarsa ne olur ?¨ diyorlar. Doğru bir soru ama rekabet işin doğası değil mi? Hem bir başka görüşe göre de; en çok ziyaret edilen siteler anlamında son zamanlarda Google'ı dahi solladığı söyleniyor ki biri arama motoru diğeri tek bir site. İşte tek bir site yarın kendi başına geri kalan internetin tamamından çok daha popüler bir, tırnak içinde ¨internet¨ olursa ne olacak deniyor ? Bu senaryoyu dile getirenler hadiseye daha çok internetin açıklığı ve Facebook'un kendi içinde kapalı bir yapı olması ile ilintilendirip kaygılarını dile getiriyor gerçi ama bu saptama Facebook'un artan dominansına da bir vurgu aynı zamanda.
Yorumlar
Yorum Gönder