Dijital çağda müzik sektörünün gidişatı önemli bir soru... Napster döneminden bu yana bu konuda geleceğin nasıl şekilleneceğine ilişkin senaryoların ardı arkası kesilmiyor. Peki gerçekten önümüzdeki 10 sene içerisinde müzik sektörü nasıl şekillenecek, insanlar müziği ne şekilde tüketecek?
Wired dergisinin geçtiğimiz ayki sayısında sektörde önemli yer tutan kişilerin görüşlerine yer verilerek bu konuya ilişkin bir yazı hazırlanmış. Merakla okudum... Yorumlar ağırlıkla; ¨streaming¨ yani internet'den direk olarak, indirmeye gerek kalmaksızın müzik tüketimi yeni trend olacak şeklinde sıralanmış. Bu olayın otomobillere uzanacak boyutu ise ayrıca dikkat çekici bir öngörü...
Tabi sosyal medya ve paylaşım olayının giderek hız kazanması, müzik listelerinin, favorilerin, en çok dinlenen şarkılar gibi verilerin kişilerin profillerinde yer alması, buna göre kişisel seçimlere dayalı radyo mantığının oluşması yeni bir takım ufukları da açıyor. Ben özellikle bu noktadan hareketle ivme kazanacak bir pazarlama olgusuna da dikkat çekmek istiyorum. Bu hem müzisyenler için yeni imkanlar doğurabilir, hem de hedef kitlesini müzik türü ve alışkanlıkları üzerinden belirleyecek firmalar için reklam potansiyeli doğurabilir. (Bu noktadaki öngörülerimi başka bir yazıda paylaşacağım)
Son 10 yıl zarfında fiziki album satışlarına odaklı model; MP3 olayı sonrası hızlı bir şekilde kan kaybederken iTunes'un internet üzerinden ciddi satış başarısı yakalaması ve dijital müzik tüketimini böyle bir legal platforma oturtması, acaba gidişat bu yönde mi olacak dedirtmişti. Hakikaten iTunes, çok başarılı ara yüzü ve aradığınızı kolay bulduğunuz, size tavsiyeler öneren, gösterişli ve güzel bir pazar yeri. Bugün Amerika ve Avrupa'da ona rakip bir çok alternatifte doğdu. En son Nokia, Ovi Music Store ile bu alandaki rekabete ortak oldu.
Ülkemizde ise benim berkinselyorum'da iki sene önce ele aldığım ¨parasını verip yasal mp3 alacağım satan yok¨ başlıklı yazım'dan bu yana TTNET Müzik, Turkcell'in gncPLAY Müzik Servisi ve de Nokia'nın Ovi Müzik Mağazası gibi alternatiflere sahip olduk. Ancak halen bu servislerde şöyle kredi kartımızla marketten alışveriş yapar gibi karışık bir takım pazarlama etkilerine maruz kalmadan ¨DRM¨ denen yani satın alıp indirdiğiniz şarkıların kullanımına dönük kısıtlamalara maruz kalmadan albüm satın almak pek mümkün değil.
Oysa Apple'ın iTunes platformu 2007'den itibaren DRM kısıtlamalarını müzik kategorisinde büyük ölçüde kaldırdı. Amazon MP3 ise zaten DRM kullanmayan bir model ile kendini konumlandırarak müzik satışı yapıyor. Diğer büyük online müzik mağazalarında da durum benzer. Tabi bu servislerde Türkiye'den yerli kredi kartlarıyla alışveriş yapamıyorsunuz. Böyle bir boşluk var ama nedense aynen müzik marketlerde olduğu gibi CD yerine parasını verip MP3 alabileceğim ve salt bu amaca odaklanmış bir müzik markete ben henüz rastlamadım. TTNET, Nokia ve Turkcell gibi dijital platforma katkı sağlayan servisler müziğe yasal yollardan erişmemizi sağlamakla beraber bir takım abonelikler ve kullanım şartlarından bağımsız indirilen müziğe kayıtsız şartsız sahip olmak isteyenler için bu imkanı sunan bir mağaza şeklinde çalışmıyorlar.
Bu açıdan Apple'ın iPhone vesilesi ile iTunes üzerinden onca uygulama satarak oluşturduğu müşteri tabanından niye halen müzik, film ve diziler gibi iTunes'un asıl opsiyonlarını Türkiye'deki kullanıcılar için aktif hale getirerek bu fırsattan istifade etmediğini de anlamış değilim. İş Türkiye'ye gelince telif vb. anlaşmalarla uğraşmak istemiyorlarsa ciddi bir potansiyeli görmüyorlar demektir. Yok eğer bizdeki mevzuat buna izin vermiyorsa o da bir başka ciddi sıkıntı...
Not: Yazının devamı için Dijital Müzik Sektörü: Modeller ve Uygulamalar adlı linke tıklayınız.
Yorumlar
Yorum Gönder