DRM tartışmasını bir yana bırakıp tekrar dijital platformda müzik endüstrisi nasıl şekillenecek sorusuna dönersek dünyada da ülkemizde de bu alandaki modelleri ben temelde üçe ayırıyorum.
İlki, iTunes örneğinde olduğu gibi parasını verenin online olarak müzik satın alabildiği bir platform. Yukarıda da bahsettiğim gibi salt bu amaca odaklanmış ülkemiz özelinde hizmet veren bir online müzik markete ben henüz rastlamadım.
İkincisi, TTNET Müzik ile hayatımıza giren ve Nokia'nın yeni çıkardığı müzik bazlı modellerini TV reklamlarıyla desteklediğini gördüğümüz Ovi Müzik gibi alternatiflerle gelişen bir model. Bu modelin ilk anlattığım sistemden farkı bir takım koşullar karşılığında (bir ürünü satın almak, belli bir süre üyelik yapmak vb.) istediğiniz müziğe DRM denen bir takım kısıtlarla sahip olmanıza imkan vermesi. Yani bu yolla sahip olduğunuz müziği başkalarıyla paylaşmak veya farklı cihazlarda çalmak konusunda kısıtlar getiren ama öte taraftan duruma göre limitsiz bir download'a dahi imkanı veren ve dünyanın arşivini emrinize amade eden bir yapı. (Update: Nokia Ovi Müzik'ten kupon karşılığı DRM'siz müzik indirmek sitede belirtildiğine göre mümkün. Ancak bu kuponların ne şekilde edinileceği net değil.)
Son olarak, son günlerde giderek ivme kazanan, online radyo diye başlayıp bugün kendinize ait bir hesap içerisinde arşivinizi oluşturabileceğiniz ve tüm bu arşivinizi bilgisayarınıza indirmeden internet üzerinden dinleyebileceğiniz ¨streaming¨ hadisesi yer alıyor. Yine TTNET Müzik, Nokia ve Turkcell'in sunduğu hizmetlerde bu özellik öne çıkıyor. Turkcell'in Gnctrkcell kapsamında ele aldığı gncPLAY portalı da bu açıdan oldukça etkileyici bir girişim.
Peki Dünyada durum nedir ?
Şu an streaming tabanlı servisler oldukça popüler olmakla beraber iTunes, Amazon, Walmart gibi devler internet'den müzik ve multimedya satışı konusunda halen oldukça iddialı. Streaming açısından Amerika'da özellikle Pandora oldukça popüler. Last FM yine önde gelen ve sosyal medya tarafı da oldukça kuvvetli olan bir hizmet ancak ülkemizde sanırım telif ile ilgili problemlerden dolayı şu an com.tr uzantılı adresine erişim engellenmiş gözüküyor. (Küçük not: Amerika'da ve İngiltere'de bedava olarak sunulan bir hizmetken, biz dahil bir çok ülkede 30 şarkılık deneme sürüşünden sonra aylık 3 euro da olsa paralı olmasını biraz yadırgıyorum doğrusu) . Yine Avrupa çıkışlı olan ve şu an giderek popülaritesi artan Spotify'dan ise bildiğim kadarıyla ülkemizde faydalanmak ancak kısıtlı bir süre için turist moduyla mümkün. Ben de bu bilgiyi çeşitli forumlarda yer alan demeçlerden edindiğim bilgiye göre veriyorum. Spotify'ı kullanabilmek için gereken üyelik ise davetiye usulü ile.
¨Streaming¨ olgusuna dair bir not olarak, hemen hemen bütün ¨streaming¨ servislerinin daha geniş imkanlarla müziğe sahip olmak isteyenler için satın alma (MP3 olarak indirme) opsiyonunu da (anlaşmalı oldukları sanal mağazaya yönlendirerek) sunduklarını söylemek lazım.
Bu bahsini ettiğim ¨streaming¨ modelinin popülerliğinin artmasında hiç kuşkusuz iPhone öncülüğünde gelişen akıllı telefonların da büyük katkısı var. Bu telefonlar aracılığı ile müziğe 3G servisleri ile erişim de bir başka yeni oluşum.
Temenniler :
Benim dileğim şu. Her vesile ile gerçekten klişeleşmiş bir vurgu ile yapılan ¨genç ve dinamik nufusumuz¨ saptamasının cuk diye yerine oturacağı bir yer var ise o da bu sözünü ettiğimiz müzik ve multimedya anlamındaki potansiyeldir. Benim beklentim bu konudaki gelişmelerin ve dünyada var olan yeniliklerin, hizmet kalitesi ve içerik olarak eksiksiz bir şekilde ülkemizde de var olması.
Artık tamamen internet ortamına entegre olan multimedya olgusunu gelişmekte olan ülke moduyla, ¨anlamazlar etmezler¨ ya da ¨daha hazır değiliz, öyle bir pazar yok¨ gibisinden sabit yaklaşımlarla ele alırsak yazık olur.
Bakın size kendi hafızamdan bir örnek. Çok değil bundan 4-5 sene önce bir şarkıcının televizyonda bir ropörtajına denk geldim. Şöyle diyordu; ¨Valla bu korsan olayı ve internet bizi bitirdi. Kaset satışları yerlerde sürünüyor¨... Burada enteresan olan; sistemin en önemli çarkı olan şarkıcı, halen ürününü yıllar önce geçerliliğini kaybeden bir format olan kaset ile ilişkilendirerek argumanını ortaya koyuyor ve de mp3 olayını sanki komple illegal bir olaymış gibi anlıyor.. Korsan kısmına ise diyecek yok, haklı...
O dönemde benim söylediğim şey ise şuydu; internet'den millet bedava indiriyor diyorsunuz, öte taraftan ürününüzü o ortamda parayla almak istiyoruz, bir tek alternatif yok... Neyse ki şu an alternatifler var ama dünya dinamik, teknoloji hızlı. Ayak uydurmak dışında yapacak hiçbir şey yok. Ha pardon, yapacak belki bir şey var; o da ¨biraz vizyon sahibi olmak¨.
Yorumlar
Yorum Gönder